Anasayfa

Türkiye'de kadınların deprem sonrası travmasını iyileştirmek için sivil toplum devreye giriyor

6 Şubat 2023'te Türkiye'de 11 ili vuran ikiz depremler bölgede yaşayan yaklaşık 13,5 milyon kişiyi ve ülkenin geri kalanını doğrudan ve dolaylı olarak etkiledi. Depremzede kadınların yaşadığı ağır travmaları iyileştirmek için sivil toplum psikologlarla iş birliği halinde.

3 Dakikalık Okuma
|
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Çeşitlilik
İnsan Hakları ve İş Gücü

6 Şubat 2023'te Türkiye'de 11 ili vuran ikiz depremler 43.000’den fazla insanın ölümüne ve çok sayıda insanın yaralanmasına neden oldu. Yüzbinlerce insanın evlerini ve sevdiklerini kaybettiği bu büyük çaplı felaketten sağ kurtulan depremzedelere destek olmak için başta gönüllü gruplar olmak üzere, sivil toplum kuruluşları ve kamu kurumları acilen deprem bölgelerine konuşlandı.  

UN Women Türkiye Ofisi’nin partner sivil toplum kuruluşlarından birisi olan KAMER  de sahada canla başla çalışan örgütlerden biri. KAMER, Diyarbakır’da bir yandan depremzedelerin acil ihtiyaçlarının karşılanmasına katkıda bulunurken bir yandan da afetin psikolojik etkileriyle mücadele eden depremzede kadınlara ve kız çocuklarına psikolojik destek sağlıyor.

KAMER Başkanı Nebahat Akkoç, kadın ve kız çocukları için hijyenik ped, iç çamaşırı, çocuk bezi ve diğer temel ihtiyaçların bulunduğu yardım paketlerini vakıf olarak her gün bölgede sağlamaya çalıştıklarını söyledi ve ekledi: “Toplumsal normlar nedeniyle bölgedeki depremzede kadınlar ped, iç çamaşırı gibi temel ihtiyaç olan hijyen ürünlerini istemekten çekiniyorlar. Pek çok kadın ve kız çocuğu, bir kadın örgütü olduğumuz için bu tür ihtiyaçları sormak için bizi arıyorlar. Kadın örgütleriyle bu temel ihtiyaçları konuşmak anlamında daha rahat hissediyorlar. Ayrıca kamu kurumlarıyla da iş birliği yaparak depremzede kadınların ihtiyaç ve talepleri konusunda onları bilgilendiriyoruz. Kadın örgütü olarak sahadayız ve tüm kadın ve kız çocuklarının haklarını savunuyoruz.”

Ayrıca Akkoç, vakfın UN Women desteğiyle 14 aydır sürdürdüğü “Biz de Varız” projesinin çalışmalarını depremin yarattığı travmayla mücadele eden depremzede kadınlara destek olmak için dönüştürdüklerini ifade etti. Vakıf bu yolla çok dilli ve online psikolojik danışmanlık ağıyla, eğitim haklarından mahrum kalma, düşük gelir düzeyine sahip olma, fırsat eşitliğinden yoksun kalma, dil bariyeri nedeniyle iletişim sorunları gibi nedenlerle zaten çok boyutlu yoksulluk içinde olan depremzede kadınlara psikolojik destek sağlıyor.

Akkoç: “Bölgede çok acil psikolojik desteğe ihtiyaç var. Deprem bölgesindeki kadınların ve kız çocuklarının hayatları ani bir şekilde sevdiklerini ve evlerini kaybetmeleriyle dramatik bir şekilde değişti. Bizim desteğimiz umarız bu kadınların travmalarından kurtulmalarına yardımcı olur fakat kuşkusuz bizim desteğimiz yeterli değil. Daha fazla desteğe ihtiyaç var.”

KAMER'in müdahalesi kapsamında 10 kişilik psikolog ekibiyle ilk günden itibaren depremzede kadınları destekleyen psikolog Sevil Bremer, “İyileşme süreci uzun vadeli” diyor. "Depremden kurtulan kadınlar, mevcut eşitsizlikler nedeniyle yaşadıkları afetten erkeklerden farklı şekilde etkileniyor. Bu nedenle, etkili bir müdahale ve iyileşme için kadınların ve kız çocuklarının farklı ihtiyaçlarını düşünmek hayati önem taşıyor."

Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) ve Kadın Dayanışma Vakfı (KADAV) gönüllüsü Özgül Kaptan da kadınların depremden sonra neler yaşadığına değindi. Bremer’in de belirttiği gibi kadınların ve erkeklerin büyük afetler karşısında yaşadıkları ortak duygu ve problemlerinin yanında, aynı zamanda bazı yönlerden çok farklı deneyimlediklerinin altını çizen Kaptan; konuya öncelikle eşitsizlikler üzerinden bakmak gerektiğini, özellikle maddi eşitsizliklerin kaygı durumlarında ciddi farklılıklara yol açabildiğini belirtti.  

Ayrıca Özlem Kaptan’a göre medeni durumu evli olmayan kadınların, afet durumu gibi zorlu koşullarda tanınmaması, durumu çok daha zorlu bir hale getiriyor.

Kaptan: “Karanlığın ve afet istismarcılarının kol gezdiği toz duman içindeki şehirlerde, kadınların tuvalet ihtiyacını gidermek için katlandıkları zahmet ile bir erkeğin zahmeti aynı olabilir mi? Özel alan dışına çıktığında artan eril baskıya gelemedik daha. Çadırın önüne çıktığı ve yabancı erkeklere göründüğü için şiddet gören, güvenli alandan yoksun kaldığı için cinsel saldırıya maruz kalan kadınlar olduğunu gördük ve duyduk.”

Deprem sonrası yapılan yardımlar ve ilerleyen süreçteki müdahalelerdeki cinsiyet körlüğünden şikâyet eden STK’lar ve depremzede kadınlar, deprem bölgesinde seyyar tuvalet ihtiyacının en çok kadınları etkilediğini belirtiyor. Depremin vurduğu illerde Adıyaman'da gönüllü olarak sahada çalışan Kadın Zamanı Derneği başkanı Dilek Başalan “Kadınların hijyenik ortamda tuvalete girmeleri, regl döneminde sağlıklı ve hijyenik malzeme kullanmaları gerekiyor” diyor.  

Tuvalet ihtiyacı, temel ihtiyaçlara erişim ve buna benzer acil ihtiyaçların karşılanmasıyla paralel bir şekilde psikolojik yardımın hayati önemi gözler önüne seriliyor.

S360'ta ortak değer yaratmayı odağımıza alarak günümüzün en önemli sürdürülebilirlik problemleri üzerine stratejik öneriler geliştiriyor, böylece kârı amaçla birleştiriyoruz.

Detaylı bilgi için kurumsal web sitemizi ziyaret edebilirsiniz: www.s360.com.tr

İlginizi çekebilecek diğer makaleler

3 Dakikalık Okuma
July 26, 2024

Veriler, geçtiğimiz 12 aylık dönemde sıcaklıkların sanayi öncesi dönem ortalamasının 1,5 derece üzerinde olduğunu gösteriyor

4 Dakikalık Okuma
July 26, 2024

Dünya Mülteciler Günü: Yenilikçi yaklaşımlar sürdürülebilir geçim kaynaklarının inşasına nasıl yardımcı olabilir?

2 Dakikalık Okuma
July 26, 2024

Kuşaklar arası liderlik iş dünyasını ve toplumu güçlendirebilir