Uluslararası biyoçeşitlilik telafisinin (offsetting) “işe yaramadığı” görüşünde olan uzmanlar, karbon telafilerinin tuzaklarından kaçınan bir doğa pazarı yaratmayı hedefliyor.
Biyoçeşitlilik sektörü, şirketlerin biyoçeşitliliği yeniden kazandırma ve koruma çalışmalarını finanse etmesine, doğa için “net-pozitif” kazançlar sağlamasına ve 700 milyar dolarlık finansman açığını kapatmasına olanak tanıyacak bir kredi piyasası fikrini araştırıyor.
Şu anda talep oldukça düşük. Bloomberg NEF’in bir raporuna göre, bugüne kadar yalnızca 1 milyon dolardan az biyoçeşitlilik kredisi satıldı. Kolombiya’nın Cali kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler’in COP16 Biyoçeşitlilik Konferansı, bu konuda ilgi uyandırmak için bir fırsat oluşturdu, ancak birçok kişi hâlâ bu fikre şüpheyle yaklaşıyor ve önde gelen figürler, doğa pazarını desteklemekte temkinli davranıyor.
Birleşik Krallık ve Fransa liderliğinde yürütülen sürecin sonunda, uzun zamandır beklenen yeni gönüllü standartlar seti açıklandı ve küresel bir telafi borsası tasarısı reddedilerek, biyoçeşitlilik kredilerinin yalnızca benzer habitat kaybını telafi etmek için, yerel düzeyde kullanılabileceği belirtildi.
Uluslararası Biyoçeşitlilik Kredileri Danışma Paneli (International Advisory Panel on Biodiversity Credits - IAPB) eş başkanı Dame Amelia Fawcett “Küresel biyoçeşitlilik telafisi işe yaramıyor ve bunu desteklemiyoruz,” dedi. Ancak, “aynı ekolojik ekosistemdeki artık zararı telafi etmek için yerel düzeyde tazminat – veya yerel telafi”nin uygun olduğunu söyledi.
Örneğin, Kent’te bir sulak alan yok edilirse, yakınlardaki sulak alanların restore edilmesi uygun bir “kredi” olacaktır. Brezilya’daki bir ormanın kesilip Kongo’da bir ormanla değiştirilmesi ise kabul edilemez.
Bu kredi önerisi COP16’da önemli bir ilgi gördü; yan odalardaki konuşmalarda izdiham yaşandı. “Rock konseri gibiydi – biyoçeşitlilik kredilerine yenilikçi yaklaşımlara büyük ilgi var,” dedi Fawcett.
Fawcett’in eş başkanı Sylvie Goulard, ana fikrin bir piyasadan önce sağlam bir çerçeve oluşturmak olduğunu söyledi ve “karbon kredileri için durum böyle değildi,” diye ekledi. “Sisteme güven inşa etmeye yardımcı olabileceğini umuyoruz, ancak bunun doğru bir şekilde uygulanması gerekiyor.”
Biyoçeşitlilik kredilerine duyulan heyecan, gönüllü karbon piyasasındaki bütünlük endişeleriyle gölgelendi. 2023 yılında Guardian tarafından yapılan bir araştırma, dünyanın önde gelen onay kuruluşu tarafından onaylanan orman karbon telafilerinin büyük ölçüde değersiz olduğunu ortaya koymuştu.
Goulard, “çok net bir duruş sergiliyoruz. Farklı ekosistemler ve çevreler arasında küresel ölçekte yapılacak biyoçeşitlilik telafilerini desteklemiyoruz,” dedi.
IAPB çerçevesi, ölçümler için kriterler oluşturuyor ve projelerin iyi tanımlanmış, üçüncü taraf doğrulamasına sahip olmasını şart koşuyor. Çerçeve yazarları, bu ürünlerin şirketler arasında veya borsada ticaretinin yapılamayacağını çünkü biyoçeşitlilik kredilerinin doğası gereği yerel olduğunu savunuyor.
Natural History Museum’un araştırma inovasyon başkanı ve IAPB araştırmasına katkıda bulunan Dr. Gareth Thomas, “IAPB çerçevesi, bütünlüğe sahip biyoçeşitlilik kredi piyasalarının geliştirilmesinde önemli bir kilometre taşıdır ve güven inşa etmek için gerekli şeffaflık ve yönetişimi destekler,” dedi.
Bu biyoçeşitlilik piyasalarının yaratılması, Cop16’da özel finansman kaynaklarını doğaya yönlendirme konusundaki daha geniş tartışmaların bir parçasıydı.
COP16’da AB’nin baş müzakerecisi olan Hugo-Maria Schally, konferansı “finans COP’u” olarak nitelendirdi ve “hiç bu kadar çok yan etkinlik düzenlendiğini ve biyolojik çeşitliliği korumak için özel sermayenin nasıl kullanılacağına dair bu kadar çok fırsatın ve olasılığın ortaya konduğunu görmemiştim” dedi.
Biyoçeşitlilik telafisi konusunda Schally, bunun “uluslararası alanda mümkün olmadığı” görüşüne katıldığını belirtti.
Kredileri destekleyenler ise daha fazla araştırma ve uygun bir inceleme yapılması gerektiğinin altını çizdi. Seychelles Çevre Bakanı Flavien Joubert, “Gelecekte biyoçeşitlilik kredisi veya karbon kredisi için iyi çalışan bir sistemimiz olabilir, ancak bugün hâlâ bilmediğimiz çok fazla şey ve kötü niyetli yaklaşımlar var,” dedi.
Ancak diğer eleştirmenler bu kredileri, dikkati zararlı sübvansiyonların reformu ve maddi olarak zengin ülkelerden biyoçeşitlilik açısından zengin olan küresel güney ülkelerine yardım yönlendirme gibi daha önemli meselelerden uzaklaştırmakla suçluyor.
Üçüncü Dünya Ağı (Third World Network - TWN) kıdemli araştırmacısı Lim Li Ching, “Bizim için asıl mesele bunun gerçekten tehlikeli bir dikkat dağıtıcı olması, çünkü biyoçeşitlilik kaybının gerçek nedenlerine odaklanmıyoruz,” dedi.
Ching, biyoçeşitlilik kredilerinin ve telafilerinin çevre ve topluluklar için ciddi riskler oluşturduğunu ve toprak gaspları ile insan hakları ihlallerine yol açma olasılığı taşıdığını savunan bir bildiri yayımlayan 270'ten fazla akademisyen ve sivil toplum kuruluşundan biriydi.
Sivil toplum bildirisinin imzacıları, hükümetlere biyoçeşitlilik kredilerinin ve telafilerinin geliştirilmesinin ve teşvik edilmesinin durdurulması çağrısında bulunuyor.
Oxford Üniversitesi’nden bir ekolojik ekonomist ve doğa kredileri üzerine yapılan ilk akademik incelemenin ortak yazarı Sophus zu Ermgassen, “Talep sürükleyicisi olmadan, gönüllü biyoçeşitlilik kredilerinin çok az alıcı bulması muhtemel” dedi.
“Bu kredilerle ilgili en büyük endişem zarar verici olmaları değil – kredileri çok az kişi satın aldığı için fazla zarar veremezler. En büyük endişem; kredilerin, siyasi tartışmaları ve sermayeyi daha önemli ve etkili çözümlerden uzaklaştırması.”
Phoebe Weston tarafından yazılan yazının orijinaline buradan erişebilirsiniz.
Detaylı bilgi için kurumsal web sitemizi ziyaret edebilirsiniz: www.s360.com.tr