Anasayfa

Google iklim krizinin çözümüne yardımcı olmak için yapay zekaya nasıl başvuruyor?

Google, iklim krizine çözüm sağlamak amacıyla yapay zekayı kullanmaya yöneliyor. Şirket, sürdürülebilirliği desteklemek için yapay zeka hizmetleri geliştirmeye çalışırken, bu hizmetlerin gerektirdiği büyük miktarda enerji ve su kullanımı arasındaki dengeyi sağlamaya çaba harcıyor.

4 Dakikalık Okuma
|
Sürdürülebilirlik için İnovasyon
Sürdürülebilirlik Stratejisi

Google, iklim krizine çözüm sağlamak amacıyla yapay zekayı kullanmaya yöneliyor. Şirket, sürdürülebilirliği desteklemek için yapay zeka hizmetleri geliştirmeye çalışırken, bu hizmetlerin gerektirdiği büyük miktarda enerji ve su kullanımı arasındaki dengeyi sağlamaya çaba harcıyor.

Google'ın 24 Temmuz'da yayımlanan son yıllık çevre raporu, selleri ve orman yangınlarını tahmin etmekten, ulaşım rotalarına ilişkin emisyonları hesaplamaya, biyolojik çeşitlilikteki değişiklikleri tespit etmeye kadar geniş bir yelpazede iklim eylemleri için kullanılan etkileyici bir yapay zeka portföyü oluşturduğunu vurguluyor.

Google'ın üst düzey yöneticileri Ben Gomes ve Kate Brandt, bu rapora dair düşüncelerini bir blog yazısında paylaştılar: "İnsanların daha sürdürülebilir bir şekilde yaşamalarına ve iklim değişikliğine uyum sağlamalarına yardımcı olmak için yapay zekayı kullanıyoruz... Yapay zekayı bir optimizasyon aracı olarak kullanıyoruz ve bu sayede enerji tüketimini ve emisyonları azaltmaya çalışıyoruz." Şirket aynı zamanda raporda, "Çevresel ayak izini azaltmak için yapay zeka modellerini kullanma yollarını bulmalıyız." ifadesini de kullandı.

Google, en az altı yıldır yapay zekanın özellikle enerji kullanımını azaltma ve daha yenilenebilir elektrik kaynaklarına geçişi sağlama gibi sürdürülebilirlik yollarına katkı sağladığını vurguluyor.

Ancak bu gelişmelere rağmen, Google'ın endişelendiği bir konu da yapay zekaların artan iş yükü nedeniyle elektrik ve su ihtiyacının artması. Google'ın su tüketimi, AI teknolojilerini desteklemek için daha fazla veri merkezi ekledikçe hızla artıyor; çünkü veri merkezlerini soğutmak için su kullanılıyor. 2022 yılında Google global olarak 5,6 milyar galon su tüketirken, bu rakam 2019 yılında 3,4 milyar galondu.

Öte yandan, Google, AI kapasitesinin önemli bir kısmını iklim kriziyle ilgili birçok boyutu ele alan hizmetlere yönlendirmekte:

1.       Enerji tüketiminde otomasyon: Nest termostatları hava tahminleri vb. gibi verilere dayalı olarak ayarlama yapan makine öğrenimi kullanan cihazlardır. Google'a göre Nest termostatları, 2011'den bu yana toplamda 113 milyar kilowatt-saat enerji tasarrufu sağlamıştır, bu da neredeyse Portekiz'in yıllık enerji tüketiminin iki katına denk geliyor.

2.       Kullanılmayan bilgisayarları ve IT ekipmanlarını işlemden kaldırma: Google Cloud müşterilerine sunulan bir hizmet olan Active Assist, makine öğrenimi algoritmalarını kullanarak gereksiz enerji tüketen "zombi" iş yüklerini tespit etmeye yardımcı olur; bu özellik kullanıcıların bu kaynakları kapatmasına yardımcı olarak karbon emisyonlarını azaltır.

3.       Su güvenliği risklerini belirleme: Google, ekosistemlerle ve iklimle ilgili bilgiler sağlayan çok sayıda kaynak oluşturdu. Bu araçların birçoğu 2010 yılında tanıtılan ve şu anda 1.000 iklim ve doğa ile ilgili gözlem veri setine ev sahipliği yapan Google Earth Engine’den veri kullanır. Birleşmiş Milletler Çevre Programı ve Avrupa Komisyonu Ortak Araştırma Merkezi ile birlikte geliştirilen “Tatlısu Ekosistemleri Keşif Aracı”, sürdürülebilirlik ekipleri tarafından su yönetimi stratejileri geliştirmekte kullanılıyor. Bu araç, arazi üzerinden atmosfere suyun nasıl transfer edildiğine dair tahminleri görselleştirmekte.

4.       Daha fazla gölgelik için kentsel ağaç tepelerini haritalama: Çevresel Görünüm Keşfedicisi'nin bir parçası olan ve yerel yönetim planlayıcıları için tasarlanmış olan "Ağaç Tavanı İncelemeleri”; makine öğrenimi ve hava fotoğrafçılığının birleşimini kullanarak belirli mahallelerdeki ağaç örtüsünü değerlendirmek ve kentsel ısı adalarını azaltabilecek orman kurma senaryolarını modellemek için kullanılır. Mart ayı itibarıyla, dört kıtada 350 şehri kapsamaktadır.

5.       A noktasından B noktasına daha iyi rotalar belirleme: Muhtemelen zaten biliyorsunuz ki Google Haritalar, sürücüler için çevre dostu bir rota seçeneği sunuyor. Belirli bir yolun ne kadar süreceğini hesaplamanın yanı sıra, en az miktarda yakıt veya batarya gücü kullanacak seçeneği size bildiriyor ve bunu Çevre Koruma Ajansı'nın sera gazı eşdeğerlikleri hesaplayıcısı gibi kaynakları kullanarak yapıyor.

6.       Sel tahmin etme ve orman yangınlarını haritalama: Google, Hindistan ve ardından Bangladeş'te sel tahminleri için yapay zekayı kullanmaya başladı. Mayıs ayı itibarıyla, yedi gün önceden tahminler sağlayabilen Sel Merkezi platformu, Afrika, Asya-Pasifik, Avrupa ve Güney ve Orta Amerika'da yüksek sel riski taşıyan bölgeleri kapsayan 80 ülkede faaliyet göstermektedir. Orman yangınları konusundaysa aktif sıcak noktalar hakkında veri sağlamak amacıyla Google Earth Engine'den uydu görüntüleri ve yapay zeka analizi kullanarak Arama ve Haritalar hizmetlerini adapte etti.  

Yukarıdaki örnekler, Google'ın 104 sayfalık çevresel güncelleme raporunda detaylandırılan araçların bazılarını temsil etmektedir. Şirket kullandığı "karbon yoğunluğunu" 2011'den bu yana %76 oranında azalttığını belirtiyor. Google, 2022 için 10,2 milyon metrik ton karbondioksit eşdeğeri (tCO2e) kullanıldığını bildirdi, bu rakam 2021'de 11,4 milyondu. Elektrik kullanımına özgü emisyonlar ise %69 oranında düşmüş durumda.

S360'ta ortak değer yaratmayı odağımıza alarak günümüzün en önemli sürdürülebilirlik problemleri üzerine stratejik öneriler geliştiriyor, böylece kârı amaçla birleştiriyoruz.

Detaylı bilgi için kurumsal web sitemizi ziyaret edebilirsiniz: www.s360.com.tr

İlginizi çekebilecek diğer makaleler

4 Dakikalık Okuma
November 22, 2024

Yapay zekâ şirketlerinin “etik badana”larına kanmayın

3 Dakikalık Okuma
November 22, 2024

Küresel biyoçeşitlilik telafisi işe yaramıyor – Uzmanlar yerel çözümleri öneriyor

5 Dakikalık Okuma
October 11, 2024

Avrupa yeşil hidrojen vizyonunu nasıl daha güçlü bir şekilde hayata geçirebilir?