Anasayfa

MIT Sloan analizine göre sürdürülebilir yatırımcıların iklim politikalarına katılma olasılığı daha yüksek

MIT Sloan School of Management çalışma raporu, sürdürülebilir yatırımların insanları iklim politikasına yönelik çalışmalardan uzaklaştırdığı fikrine meydan okuyor.

3 Dakikalık Okuma
|
Sürdürülebilirlik Stratejisi
İklim Kaynaklı Riskler ve Fırsatlar

MIT Sloan School of Management çalışma raporu, sürdürülebilir yatırımların insanları iklim politikasına yönelik çalışmalardan uzaklaştırdığı fikrine meydan okuyor.

Sürdürülebilir finans alanında Cumhuriyetçilerin eleştirileri yaygınlaşmadan önce, bu alandaki eleştirilerden özellikle biri dikkat çekiciydi: yatırım ürünleri aracılığıyla iklim çözümlerine odaklanmanın, iklim değişikliğiyle mücadele için gerekli siyasi katılımı ve düzenleyici değişiklikleri göz ardı ettiği iddiası.

Bu eleştiri, özellikle BlackRock'ın eski sürdürülebilir yatırımlardan sorumlu baş yatırım yetkilisi Tariq Fancy'nin "Bir 'Sürdürülebilir Yatırımcının' Gizli Günlüğü" başlıklı yazılarında somutlaştı. Fancy, yazılarında sürdürülebilir olarak pazarlanan yatırım fonlarını "tehlikeli bir plasebo" olarak nitelendirerek, bu tür ürünlere yatırım yapmanın, iklim politikasına siyasi olarak katılımı olumsuz etkileyebileceğini savunuyordu.

Bir tamamlayıcı mı yoksa bir alternatif mi?

Bu haklı bir eleştiri. Ekonomik açıdan bakıldığında, iklim değişikliğinin ele alınması, çevresel dışsallıkların maliyetlerinin ticari faaliyetlerin fiyatına dahil edilmesini gerektiriyor.  

Artan sera gazı salımları, kötü atık yönetimi ve doğal yaşam alanlarının tahrip edilmesi gibi çevresel bozulmaya yol açan faaliyetlerin düşük maliyetli ve yasal olarak avantajlı olması durumunda, ekonomik teşvik olmadığı sürece uzun vadeli değişikliklere yönelik bir motivasyon sağlanamıyor. Ayrıca, karbon vergilerinin küresel sera gazı salımlarının sadece %13'ünü karşılamasının da gösterdiği gibi, bu tür piyasa başarısızlıklarına karşı etkili politika çözümleri üretmenin zorluğu da ortaya çıkıyor.

Bu noktada, finansal kurumların veya bireylerin iklim kaygıları doğrultusunda yatırım yapmalarının, etkili bir iklim politikasının uygulanması için gereken katılımı zayıflattığı mı yoksa güçlendirdiği mi sorusu önem kazanıyor.  

İşte bu bağlamda, Aralık ayında yayınlanan bir MIT Sloan School of Management çalışma raporu, bireylerin iklim odaklı fonlara yatırım yapma seçeneği ile iklim politikasına yönelik tutumları arasındaki nedensel ilişkiyi inceleyen ilk çalışma olduğunu iddia ediyor. Rapor, bireylerin iklim odaklı fonlara yatırım yapma seçeneğinin, bireysel siyasi desteği aşındırmadığını ortaya koyuyor.

Bu önemli çalışma, İsviçre'de 2023 yılında yapılan bir iklim yasası halk oylamasını kullanarak, iklim bilinciyle yatırım yapma seçeneğinin bireylerin, iklim yasalarına olan desteğini olumsuz etkilemediğini gösteriyor. Ayrıca, yatırımcıların, iklim fonlarına duydukları güvenin, siyasi katılım olasılıklarını artırdığını gösteriyor.

Bu bulgular, sürdürülebilir yatırım kararlarının, iklim politikalarına katılımın bir alternatifi  değil, aksine tamamlayıcısı olarak değerlendirildiğini gösteriyor. Çalışmaya göre, yatırımcıların iklim fonlarına duydukları güven arttıkça, siyasi olarak angaje olma olasılıkları da artıyor.

İlerleme çok yönlü bir yaklaşım gerektirecek  

Elbette, İsviçre bağlamı dünyanın kalanından farklı ve ele alınan araştırma da sadece bir çalışma raporu. İlerleme, çeşitli unsurları içeren kapsamlı bir yaklaşım gerektiriyor.

Julian Kölbel'in, Gallen Üniversitesi'nde sürdürülebilir finans alanında öğretim görevlisi, Amerika Birleşik Devletleri bağlamında belirttiği gibi, "Liberal bir birey için ÇSY fonları, muhafazakâr bir birey için bir silahın anlamıyla benzerlik gösterir... Eğer silahınız varsa, muhtemelen polislerin finansmanını sonlandırmayı düşünmezsiniz. Benzer şekilde, iklim fonu satın aldıysanız, muhtemelen ‘Paris Anlaşması'nı imzalamamalıyız’ demezsiniz. Tam tersi daha olasıdır."

Makalede vurgulanan önemli bir nokta, iklim eylemini ilerletmek için çok yönlü bir yaklaşımın gerekli olduğu. Bu yaklaşım, ÇSY tarafından belirlenmiş fonlara özel sektör yatırımını ve etkili bir iklim politikasını içeren bir stratejiyi içeriyor.

Kölbel'in belirttiği gibi, "Evet, bir plasebo olabilir çünkü herhangi bir ÇSY yaklaşımı dünyayı kurtarmayacak. Ancak, bu çalışma, sürdürülebilirlik yatırımlarının aslında politik olarak ters etki yarattığı iddiasının sınırlı bir geçerliliği olduğunu gösteriyor."

S360'ta ortak değer yaratmayı odağımıza alarak günümüzün en önemli sürdürülebilirlik problemleri üzerine stratejik öneriler geliştiriyor, böylece kârı amaçla birleştiriyoruz.

Detaylı bilgi için kurumsal web sitemizi ziyaret edebilirsiniz: www.s360.com.tr

İlginizi çekebilecek diğer makaleler

5 Dakikalık Okuma
October 11, 2024

Avrupa yeşil hidrojen vizyonunu nasıl daha güçlü bir şekilde hayata geçirebilir?

10 Dakikalık Okuma
September 13, 2024

Bankalar net sıfır için söz verdikleri ölçüde yol kat edemedi

3 Dakikalık Okuma
July 26, 2024

Veriler, geçtiğimiz 12 aylık dönemde sıcaklıkların sanayi öncesi dönem ortalamasının 1,5 derece üzerinde olduğunu gösteriyor